casibom
jojobet
hoşgeldin bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu 2025
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler
Holiganbet
Bahis.com1xbet TürkiyeXumabettarafbetgiris.infoBetturkey GirişKralbet girişwiibet.comTipobet365Supertotobet girişSahabet GirişMatadorbet giriş

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Benim rektör adayım!

Gaziantep'in en önemli gündemi rektör ataması. Eskiden rektörlük seçimleri olurdu, şimdi rektörler Cumhurbaşkanı tarafından atama ile belirleniyor.
Rektörler seçimle değil de atama ile gelince şehirdeki lobiler devreye giriyor. Siyasi partiler, Oda ve dernek başkanları, hatta toplumda 'kanaat önderi' diye isimlendirilen kişiler rektör atamasına müdahil oluyor. Kendi kriterlerine uygun bir ismi atamak için lobi yapıyor, baskı kuruyor.
Kuşkusuz ki, üniversitelerin bulundukları kentin gelişimine büyük katkısı vardır. Bu nedenle rektör ataması şehir için önemli bir konudur ve şehrin gündemine gelmesinden daha doğal bir durum yoktur.
 Gaziantep'te ilk kez rektör ataması bu kadar şehrin öncelikli gündem maddesi haline geldi. Siyasiler rektörlük için Ankara'da kulis yaparken, Oda ve dernek başkanları da yaptıkları basın açıklamaları ile istedikleri rektörü tarif ediyorlar, rektörlük için isimler öneriyorlar.
Yapılan açıklamalarda, mevcut Rektör Arif Özaydın'ın başarısız olduğu, istenilmediği ve yeniden atanmaması gerektiği ortak bir görüş olarak ortaya çıkıyor. Ardından da yeni rektörün kriterleri sıralanıyor. Yeni rektörün kriterleri sıralanırken, laf uzun uzun dolandırılsa da özünde, "Yeni rektör Gaziantepli olmalı" denilmek isteniliyor. Yani Gaziantepli olmak birinci kriter olarak sunuluyor.
Rektörün Gaziantepli olmasında sakınca yok da, böyle bir kriter ya da beklenti içinde olmak, bunu öncelikli şart olarak ortaya sürmek üniversitelerin yapısına, bilimin ruhuna aykırı geliyor.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum;
Ben rektörün atama ile değil seçimle gelmesi taraftarıyım. Hatta sadece akademisyenler değil öğrenciler de rektörlük seçiminde oy kullanabilmeli. Çünkü atama ile gelen rektör, güç odaklarının baskısı altında kalmakta, yeniden atanmak için onların her dediğini yapmaktadır. Aksi taktirde, "Seni bu koltuğa biz oturttuk, kaldırmasını da biliriz" sözüne muhatap olmaktadır. Böyle olunca da kamuoyu üniversitelerdeki bilimsel araştırmaları, yeni buluşları, bilime yapılan katkıları konuşmak yerine, rektörün kimin adamı olduğunu, adrese teslim kadroları, liyakatsiz atamaları ve şaibeli ihaleleri konuşuyor. Sonuçta da bir adım ileri gidemiyoruz. Sonra da çıkıp, "Gaziantep'i üniversiteler kenti yaptık. Ortadoğu'nun eğitim üssüyüz" diyoruz.
Şu andaki yasalara göre rektörün seçimle gelmesi mümkün değil. Dolayısıyla rektör atamasında Cumhurbaşkanı üzerinde etkisi olacak kişilerin yapacağı tercih aynı zamanda kentin geleceğini de doğrudan etkileyecektir. Yani büyük bir sorumluluk vardır.
zaman bizim bakmamız gereken kriter, rektörün nereli olduğu olmamalı. Bakmamız gereken kriterler, liyakat, ehliyet, temsil kabiliyeti, vizyon ve yönetebilme becerisi gibi özellikler olmalıdır. Rektör olarak atanacak kişinin geçmişteki başarılarına bakmalı, yaptığı bilimsel çalışmalar ortaya konulmalı ve projeleri öne çıkmalıdır. Geçmişte elle tutulur, gözle görülür bir başarısı olmayan birinin gelecekte de üniversiteye, bilime ve kente bir katkısının olmayacağı aşikardır.
Sonuç olarak; Benim tanıdığım, benim yakınım, benim adamım rektör olsun diyen herkes bu kente kötülük yapar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI