istanbul escort
escort bayan
https://guclukadin.org/ https://puma-trainers.net/
escort bursa escort bursa
escort konya
Bahis.com1xbet TürkiyeXumabettarafbetgiris.infoBetturkey GirişKralbet girişwiibet.comTipobet365Supertotobet girişSahabet GirişMatadorbet giriş
https://www.istanbultaksi.org/

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Deprem sadece Burkay Güçyetmez'in mi sorunu?

6 Şubat 2023'te asrın en büyük felaketlerinden birini yaşadık. Onbinlerce canımızı kaybettik. Bir çok il ve ilçe adeta yerle bir oldu. Depremden günlerce hatta aylarca sonra enkaz yığınları içerisinde yakınlarının cenazesini bulanlar, kendini şanslı saydı.
Depremin ardından yapılan açıklamalarda hep şu cümle kullanıldı; Yaraları sarıyoruz.
Yaraları saralım, başüstüne. Deprem bölgesindeki zorlu şartlarda hayatını sürdüren insanlarımız için her türlü imkanımızı seferber edelim. Bir an önce deprem bölgesinde evsiz kimse kalmasın. Konteynırlar yerine herkes sıcak bir yuvaya kavuşsun. Kimse aç ve açıkta kalmasın. Bunların hepsine eyvallah.
6 Şubat'tan bu yana bölgemizde depremler eksik olmuyor. Ara ara meydana gelen depremler korku, panik ve karamsarlığa yol açıyor. Neredeyse hiçbir yetkili çıkıp da, "Korkmayın. Bu sefer hazırlıklı olacağız. Depremin afete dönüşmesini önleyecek tedbirleri alıyoruz, aldık" gibi bir cümle kullanmıyor. Böyle olunca, bizler de deprem korkusunu iliklerimize kadar hissederek yaşamaya devam ediyoruz. Deprem bölgesindeymişiz, fay hattına çok yakınmışız, binalarımızın depreme karşı güvenliği yetersizmiş veya depreme karşı hiçbir hazırlığımız yokmuş, gibi konular bu kenti yönetenlerin, oda, dernek ve STK başkanlarının, bu konuda bilgi ve yetki sahibi olanların pek gündemine gelmiyor.
Aslında herkes tehlikeyi görüyor. Görmemek mümkün değil. Çünkü 6 Şubat'ta hepimiz bu tehlikeyi fazlasıyla yaşadık. Hepimizin tanıdıkları, yakınları enkaz altında kaldı. Günlerce camilerde, taziye evlerinde, salonlarda, bağ evlerinde tanımadığımız insanlarla günlerce yaşamak zorunda kaldık. Kuyrukta saatlerce bekleyip ekmek alabildiysek kendimizi şanslı sandık.
Ama görünen o ki bir daha gelmesini istemediğimiz o karanlık günleri çabuk unutmuşuz. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir diyerek yaşamaya devam ediyoruz.Gün gibi ortada olan ama ne zaman geleceği belli olmayan deprem tehlikesi ne yazık ki kimsenin gündemine girmiyor.
Sadece bir kişi hariç; İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez.
Burkay Güçyetmez, depremin ilk günlerinden itibaren yaptığı açıklamalarla vatandaşları bilgilendirdi, kafalardaki sorulara cevap verdi. Özellikle hasarlı binalarla ilgili neler yapılması, nasıl bir yol izlenmesi konusunda önemli açıklamalar yaptı ve yol gösterdi. Alanında Türkiye'nin en iyi akademisyenlerinin ve konunun uzmanlarının katıldığı Deprem Çalıştayını düzenledi. Her fırsatta yaptığı açıklamalarla, şehri yönetenlere çağrıda bulundu;
-Depremin zamanı yok. Her an olabilir. Onun için depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Bunun için de şehrimizi depreme dirençli hale getirmekten başka çaremiz yok. Gelin bu şehri hep birlikte el ele vererek depremlere hazırlayalım.
Yerel yöneticilerden sıradan vatandaşa kadar bu şehirde yaşayan herkes bu çağrının altına tereddüt etmeden imza atar. Çünkü bunda kişisel bir menfaat yok. Çünkü bunu yapmak zorundayız. Çünkü yeni felaketler yaşamak istemiyorsak başka çaremiz yok.
Ama gel gelelim ki, herkesin hemfikir olacağı bu konuda elle tutulur, gözle görülür bir çalışma da yok. Hep övündüğümüz ortak aklı,  Gaziantep Modelini burada da hayata geçirelim. Çocuklarımıza güvenli bir şehir bırakalım.
Bu sorun sadece İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Burkay Güçyetmez'in sorunu değil. Deprem olursa sadece Burkay Başkanı ve çevresindekileri etkilemeyecek. Hepimiz nasibimizi alacağız.
İnşaat Mühendisleri'nin dışında onlarca daha Oda, dernek, STK var. Yerel yönetimler var. Kamu kurumları var. Kentin kanaat önderleri var. Milletvekilleri, belediye başkanları, bürokratları var. Bu sorun sadece Burkay Başkanın değil hepimizin bir sorunu.
O zaman kaynaklarımızı büyük ölçüde kenti depreme hazırlamak için kullanalım. Sadece oturduğumuz binaları depreme dayanıklı hale getirmek yetmez. Bunun yanında deprem sonrası yaşanan karmaşıklığı, çaresizliği de önleyecek planlar yapalım.
6 Şubat depremlerinde insanlar toplanacak alan bulamadı. Yemeği bırakın ekmek bulamadı. Büyük bir kargaşa, plansızlık ve belirsizlik yaşandı. Onun için deprem sonrası kargaşa yaşanmaması için fırın, lokanta, iş makinesi, hijyen ürünleri, ısınma, zorunlu tüketim gibi stratejik olan iş kollarında çalışanların kayıtları tutulmalı, bir haber ağı oluşturulmalı.
Dün yine bölgemizde bir deprem oldu. O korkuyu, paniği, stresi yine yaşadık. Zaman su gibi akıp gidiyor. Gelin daha fazla zaman kaybetmeyelim, depreme hazırlık için somut adımlar atalım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI