YILMAZ ALİ

Gelişen teknolojiye paralel olarak hayatımızda büyük değişiklikler oldu. Teknolojinin baş döndüren hızına yetişmekte zorlandığımız bu dönemde doğru ve yanlışı ayırt etmekte güçlük çekiyor çoğumuz. Köylere kadar yayılan internet kullanımı buna verilecek en iyi örnektir. Her ne kadar internetle birlikte hayatımıza renk gelse de bir de madalyonun diğer tarafı olduğunu unutmamalıyız.

İnternetinin bize sağladığı kolaylıkları göz ardı edemeyiz elbette. Örneğin uzaktaki bir yakınımızla hem konuşuyor hem de onu ekranda canlı görebiliyor, birçok olaydan hemen haberdar olabiliyor ve bilmediğimiz adreslere kolayca gidebiliyoruz. Bütün bunların yanında film, müzik, belgesel izliyor, araştırmalar yapıyor ve hatta ödevlerimizi yaparken bile yararlanma şansımız oluyor. Bütün bunlar güzel fakat işin tehlikeli bir boyutu davar: Siber zorbalık...

Sanal ortamı milyonlarca insanla iletişim kurma olanağı tanıyor fakat iletişim kurduğumuz insanların büyük bir bölümünü tanımadığımız için kişinin paylaştığı bilgiler dışında bir şey bilmiyoruz. Örneğin hesap profiline bir çocuk resmi koyup çocukmuş algısı yaratan yaşlı insanlar olduğu gibi, bir kadın resmi kullanan erkekler de var.

İşte gerçek amacı farklı olan bu kötü niyetli insanların sanal zorba denilmektedir. Kimi zaman hakaret, küfür, psikolojik baskı ve hatta işi sanal şiddete kadar götürebiliyor. Günümüzde sanal şiddete maruz kalan milyonlarca insanın olduğunu unutmayın.  Ne yazık ki bu zorbaların hedefinde çocuklar da var. Bu konuda ebeveynlerin çocuklarının girdiği internet siteleri ve oyunları kontrol etmeleri gerekiyor. Daha da önemlisi internet erişimine bazı filtreler koymaları gerekmektedir.

Kendilerini savcı, hâkim veya polis olarak tanıtan kötü niyetli insanların yaşattıkları mağduriyeti hemen her gün haberlerde gördüğümüz örneklerdir. Özellikle çocukları psikilijik bunalıma sokacak kadar ileriye gidenlerin olduğunu duyuyoruz.

Bu konuda toplumsal bir bilinç oluşturmak gerekiyor. Hatta bu çalışmaların kamu spotu altında televizyonlarda sıklıkla yayınlanması gerekir. Çünkü birçoğumuz emniyet teşkilatı bünyesinde Siber Suçlarla Mücadele birimleri olduğunu bilmiyor. Sanal ortamda yaşanan ciddi sorunları hemen polise bildirmemiz gerektiği gibi çocuklarımızı da bu konuda bilinçlendirmeliyiz.